Spor ve sağlıklı yaşam kulüplerinde diyetisyenin rolü son derece önemlidir. Her şeyden önce spor yapan bireylerin spor yapma sıklığı ve şiddetini öğrenmek gerekir. Bunu yorumlayabilmek için de mutlaka spor kulübü içinde kullanılan spor aletlerine, grup derslerine ve kişinin kullandığı tüm ek spor ekipmanlarının bilgisine hakim olmamız gerekir. Yapılan spor programının vücudumuzun hangi bölgesini çalıştırdığını bilirsek beslenme programını da ona göre düzenlemiş oluruz. Takdir edersiniz ki ağırlık antrenmanı yapan bireyle kardiyo antrenmanı yapan bireyin beslenme düzenlemeleri asla aynı olmamalıdır. Beslenme uzmanlarının sürekli vurgulamaya çalıştığı üzerinde durduğu nokta şudur: “Diyet kişiye özeldir” yani herkesin diyeti, parmak izi gibidir ve herkesinki birbirinden farklıdır.
Bu nedenle özellikle spor kulübünde çalışan bir diyetisyenseniz kişiye doğru beslenme programını hazırlayabilmek için mutlaka spor konusunda tüm bilgilere hakim olmanız gerekmektedir. Kişinin uyguladığı antrenman programını öğrendikten sonra vücut analiz ölçümüne, kan tahlillerine ve yeme alışkanlıklarına göre beslenme programlarını hazırlamak gerekir. Kişiyi haftalık, 15 günlük veya maksimum 1 aylık sürelerde düzenli takibe alarak hedeflerine ulaşıp ulaşamadığını izlemek gerekir. Bu noktada iş multidisipliner bir yaklaşım gerektirmektedir. Tek başına diyetisyen de kilo problemini çözemez. Bu bir ekip işidir. Bu nedenle, spor kulüplerinde fitness ve/veya pilates antrenörü ve diyetisyen bir ekip halinde çalışarak doğru tetkik ve değerlendirmelerle bireyin sağlık problemlerini, vücut analizlerini ve yaşam şekillerini izleyerek en doğru beslenme ve antrenman programını oluşturmalıdırlar.
